Tutuklu öğrenci İ., kazandığı Çukurova Üniversitesi Kozan Meslek Yüksekokulu’na hiçbir yasal engel olmamasına rağmen devam edemiyor. Üniversite, “Okul içinde ve dışında hükümlünün güvenliğiyle ilgili doğabilecek sorunlar” gerekçesiyle İ’nin öğrenimine izin vermiyor.

11 Şubat 2014 tarihli Al Jazeera’nin haberini okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Not: Mahpus öğrencinin ismi haber içerisinde sadece baş harfiyle verilmiştir.

 

Eğitime cezaevi değil üniversite engel

Açık cezaevinde kalan hükümlülerin üniversiteye devam etme hakkı olmasına rağmen İ., kazandığı Çukurova Üniversitesi Kozan Meslek Yüksekokulu’na devam edemiyor. Gerekçe ‘Okul içinde ve dışında hükümlünün güvenliğiyle ilgili doğabilecek sorunlar’.

Çukurova Üniversitesi iki yıllık bilgisayar programcılığı öğrencisi İ., karıştığı bir yaralama olayı yüzünden beş yıl önce cezaevine girdi. Önce Elbistan Cezaevi’nde kaldı. Daha sonra Adana Kürkçüler Açık Cezaevi’ne gönderildi. 2013’te Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı’na (YGS) girdi ve Çukurova Üniversitesi Kozan Meslek Yüksekokulu Tohumculuk Bölümü’nü kazandı.

Yasal hakkı 

Adalet Bakanlığı mevzuatına göre, tutuklu ve hükümlüler Açık Öğretim Ortaokulu, Açık Öğretim Lisesi ve Açık Öğretim Fakültesi’ne devam edebiliyor. Açık cezaevinde kalanlar ise kayıtlı oldukları üniversite ile ceza infaz kurumu aynı belediye sınırları içerisindeyse okullarına gidip, derslere katılabiliyorlar. İ. da kazandığı bölümü okuyabilmek için, Kozan Açık Cezaevi’ne naklini istedi. Üniversiteye devam edebilmesi için önünde yasal bir engel yoktu. Ancak o üniversiteden ‘hayır’ cevabını aldı.

‘Güvenlik sorunu olur’

Çukurova Üniversitesi Kozan Meslek Yüksekokulu Yönetim Kurulu aldığı kararı cezaevine iletti. Kararda, üniversitenin Ön Lisans ve Lisans Eğitim Öğretim ve Sınav Yönetmeliğine atıfta bulundu. Devam zorunluluğu olduğu ve devam takibinin dersi veren öğretim elemanına ait olduğu belirtildi. Ancak yüksekokul idaresince haftalık ya da günlük olarak devam veya devamsızlık durum takibinin mümkün olmadığı söylendi. Kararda ayrıca şu ifade yer aldı:

“Hükümlü öğrencilerin okul içinde ve dışında güvenliğiyle ilgili doğabilecek olumsuzluklardan dolayı 2013-2014 eğitim yılında öğrencinin örgün eğitimden faydalandırılmasının uygun olmadığına karar verildi.”

30 yaşındaki İ, kararı duyunca yardım için Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’ne (CİSST) ulaştı. Bunun üzerine CİSST’ten Mustafa Eren, üniversiteyi aradı. Eren, Meslek Yüksekokulu ile yaptığı görüşmeyi şöyle anlatıyor:

Kanuni hak üniversitenin inisiyatifine kalıyor 

“Müdür Bey, ‘Ben de herkesin okumasını isterim ancak yönetim kurulu 6-7 kişiden oluşuyor ve alınmış karar var’ dedi.  Müdür daha önce de mahpus okuttuklarını ve sorunlarla karşılaştıklarını bu yüzden yönetim kurulunda oy birliğiyle kaydı yapılsın ama çıkınca devam etsin kararı alındığını belirtti. Sorun olarak güvenlik kaygılarını ve her hafta sonu hapishane idaresi tarafından devam çizelgesinin istenmesini belirtti. Tohumculuk bölümü olduğu için kontrolün zor olduğunu söyledi.”

Eren, tutuklu ve hükümlülerin kanunen okuma haklarının olduğunu ancak çıkarılan bir genelge ya da yönetmelik ile bu kararın üniversite yönetimine bırakılmış olduğunu vurguluyor.

Anne B.: Çok üzüldü

İ’nın annesi (…) ise oğlunun kaydını babasının yaptırdığını ve kayıt yaptırırken devam edemeyeceğini söylemediklerini anlatıyor:

“Oğlum, durumdan bizi de haberdar etti. Çok üzüldü. Hâlâ hakkını aramaya çalışıyor. ‘Cezaevindeyim bir şeyler öğreneyim, üniversite ortamında olmam daha iyi’ diyordu.”

İ, sekiz ay sonra tahliye olacak, ancak ikinci sınıf yerine birinci sınıfı okumak zorunda. Yani bir yıl kaybetmiş olacak.

11 Şub 2014 Güncelleme 08:10 TSİ | Konular Türkiye